Yavaş şehir kriterlerinin başında 50.000 nüfus sınırı olduğuna göre Yalova Yavaş şehir olamaz. Ancak Yavaş Şehir gibi olabilir.
Şehrin özelliklerini anımsayalım. 847km2 ile Türkiye’nin en küçük ili. Yüzölçümünün %6’sı yerleşim.. %60’ı orman.. Gerisi tarım, çayır, mera, kayalık, bataklık alanı.. 127km kıyı uzunluğu, 262.000 nüfusu var.
Görüldüğü gibi Yalova’da yerleşim alanı çok küçük olup neredeyse tamamı yeşil alandır. 43 adet köy vardır ki bunlar hala köy gibi köylerdir.
Yalova’da yaşayanların içinde emekli ve üniversite öğrencileri ön plana çıkmaktadır. Emekliler yaşamın tecrübesini almış insanlar, öğrenciler yaşama yeni adım atan insanlardır. Böyle hoş bir demografi her yerde yoktur.
Türkiye’nin en uzun kıyılı illerindendir. Güneş denizden doğar, denize batar. Deniz insanların kullanması için düşünülmeli, kıyılar buna göre düzenlenmelidir.
2000 yıllık bir kaplıca vardır Yalova’da. Termal Tesisleri.. Burasının da değeri bilinmiyor. Adeta oluruna bırakılmış gibi.
Şelaleleri, dereleri, gölü, denizi, ormanları, dağları, yaylaları, çayırları, güneşi.. Milli Park gibi.. Yalova, doğasının kıymeti bilinerek yönetilmelidir.
Tarihi değerleri tek tek ortaya çıkarılmalıdır. Bu konuda hoyrat davranıldığı görülüyor. Eski bir sokağı bile yok günümüze kalan.
Atatürk’ün en önemli eseri Hıyaban tanıtılmalıdır. Yaşadığı iki mekân olan Çiftlikköy’deki Yürüyen Köşk ile Termal’deki Atatürk Köşkü arasında iki tarafına çınar ağaçları diktirdiği yoldur Hıyaban.
Hıyaban
Yalovalı, 1924 mübadilleriyle oluşmuş. Ama çoğunluğu 1970’lerde buraya çalışmaya gelip, beğenip yerleşenlerden oluşuyor. Henüz deforme olmamıştır insanının karakteri.
Yalova’ya O.S.B. adıyla sanayi sokup on binlerce mavi yakalı göç almak akıllıca bir davranış değildir. Yalovalılar, tarlalar imarlaşsın kazançlı çıkayım derdinde olmamalıdır. Doğayla içi içe yaşamanın tadının farkına varılsın. Köylerde tarım, hayvancılık canlandırılsın tekrar.
Dağlardan Görüntü
Köylerdeki evler elden geçirilip pansiyon haline getirilmelidir. Yalova’da köy turizmi yapılabilir. Ayrıca Yalova’nın kayıp köylerinin hikâyeleri çıkarılmalıdır.
Köyde yaşayanlar başta olmak üzere insanlara pansiyonculuk, garsonluk vs anlamında hizmet sektörü eğitimi verilmelidir. Maalesef Yalova’nın içindeki yeme-içmecilerde bile eğitimli insanlar çalışmıyor.
Yalova kendini Yavaş Şehir gibi düşünmeli ve enerjisini bu yönde harcamalıdır.. Aksi takdirde dağlarına kadar bina dolacak. Sanayi işçilerinin varoşları oluşacak. Kıyılarında İstanbul, Ankara’dan gelenler beach kulüpler çalıştıracak, şelalelerinde alabalık tesisleri kuracaklar. Mafyalar cirit atacak. Dereleri İstanbul’daki gibi yüksek duvarlar içine alınacak, belki kanal akıtılacak. Sokakları yeme-içmecilerle kaplanacak. Öyle bir demografik yapı yerleşecek ki şimdi burun kıvrılan Araplar aranacak.. Burada yaşamak pahalı olacak..
Yalovalı mı ne olacak? Sakın ‘İşlerimiz artacak.. Zengin olacağız..’ diye düşünmesinler.. Hepsi bu güzelim kenti terk edecekler.
ARİF ATILGAN AĞUSTOS2019 arifatilganKENT ve İNSAN