top of page

MECİDİYE DERGÂHI VE FENERBAHÇE


1700’lü yılların sonlarında, bugünkü Fenerbahçe Stadının karşı sırasında bir tekke bulunmaktaymış. Kurucusu ve ilk şeyhi Abdülbaki Efendi isimli bir zat imiş. Tekke de Onun adıyla anılmış. Kendisinin vefatından sonra oğlu, oğlundan sonra torunları burada şeyh olarak faaliyeti devam ettirmişler.


1850’li yılların ortalarında torunlar da vefat etmiş. Tekke binası sahipsiz kalmış.. Metrukleşmiş.. Bir süre sonra yok olmuş.


1850’li yılların üçüncü çeyreğinde (1859-1885) aynı yere Hasırcıbaşı Hacı Halil’in eşi Ayşe Sıdıka Hanım 550 Osmanlı Lirası harcayarak bir tekke binası inşa ettirir. Adını Mecidiye Tekkesi koyar. Postnişin olarak postuna Hoca Tahsin Efendiyi oturtur.. Yani ilk şeyh Hoca Tahsin Efendi olur.

Dergâh Binası ve Ayşe Sıdıka Hanımın Mezarı


Tekke, binanın inşasına yardımda bulunan 2. Abdülhamid’e teşekkür anlamında Hamidiye Tekkesi adıyla da anılmıştır.


Geniş bahçe içindeki 2 katlı ahşap bina yoldan 30m kadar geridedir. Bitişik olan iki binadan öndeki dikdörtgen şeklindedir. Bu binada şeyh odası, meydan odası, derviş hücrelerinden meydana gelen selamlık dairesi ile harem dairesi ve mutfak birimleri bulunmaktadır. Şeyh Odası üst katta kıble yönünde yarım altıgen çıkma şeklindedir. Yanında odalar vardır. Arkadaki iki katlı binada ise toplantıların yapıldığı tevhidhane yer almaktadır..

Dergâhın Planı


Meyve ağaçlarının olduğu bahçede, 1-1.5m yükseklikteki set üzerinde küçük bir hazire yani mezarlık vardır.


Hoca Tahsin Efendiden sonra şeyh, Bandırmalızade Ahmet Münip Efendi olmuştur. Ondan sonra da oğlu Yusuf Fahir Baba..


Yusuf Fahir Baba son postnişindir. Kendisi 1891 yılında doğmuş, Fransız mektebini bitirmiş, İyi eğitim almıştır. Tasavvufla ilgili şiirler ve yazılar yazmış, öğrenciler yetiştirmiştir. Bektaşiliğe bağlıdır.


1925 yılında tekkelerin kapatılmasıyla ilgi yasa çıkmış. Tekke kapanmış.. Yusuf Fahir Baba şeyhliği bırakmış.. Ailesiyle burada yaşamaya devam etmiştir.


Soyadı kanunu sonrası Ataer soyadını almış.


Ayşe Sıdıka Hanımın mezarı bahçededir. Ancak hangi tarihte vefat ettiği kayıtlarda bulunamamaktadır.


1940’lı yıllarda Yusuf Fahir Ataer, binayı sahibi olan Ayşe Sıdıka Hanımın varislerine terk etmiş. Bakımsızlıktan çürüyen bina çökmüş.. Yok olmuş.


1950’li yıllarda boşalan arsaya apartman yapılmış. Yusuf Fahir Baba buraya taşınmış.


1965 yılında, Yusuf Fahir Ataer'in oturduğu üst kattan bahçedeki harap tekke binasına bakıp ‘O da bizim gibi çöküyor’ demesi çok anlatılır.

Dergâh ve Arkasında Yapılan Apartman


1967 yılında vefat etmiş. Karacaahmet mezarlığında Bandırmalızade Tekkesine gömülmüştür.


2000’li yıllarda Ayşe Sıdıka Hanımın torunundan ve Prof. Semavi Eyice’den alınan bilgilerle Dergâh binalarının şekli ve durumu tespit edilebilmiş. Bugünkü 2 katlı ahşap bina inşa edilmiş. Bahçedeki hazire tamamen yok olmuş. Sadece Ayşe Sıdıka Hanımın mezarı Dergâh binasının yanında korunmuş. Onun da mezar taşı yok.. Bu bakımdan kim olduğu anlaşılamamaktadır.


Gelelim konunun Fenerbahçe’yle ilgisine.. Yazılır, söylenir, gösterilir.. Özellikle önemli maçlarda.., Örneğin denir ki: Top Fenerbahçe kalesine direğin altından girerken fizik kanunlarına aykırı biçimde yön değiştirerek direğin üzerinden avuta çıkar. Sanki gizli bir el dokunur topa.. Sebep olarak her kes kendince bir şeyler anlatır.. En çok anlatılan Yusuf Fahir Babadır.

Yusuf Fahir Ataer


Yusuf Fahir Baba öğrenciyken Fenerbahçe’nin ilk takımı olarak kabul edilen Black Stockings (Siyah Çoraplılar) takımında futbol oynamış.. 1. Dünya Savaşı çıkınca Çanakkale’ye cepheye gitmiş.. Bu sebeple futboldan uzaklaşmış.


Fenerbahçe sevgisi olan bir kişilikteymiş. İleriki yıllarda da Fenerbahçeli olduğunu gizlememiş. Şeyhlik yaptığı yıllarda önündeki Tahta Köprü Caddesi çok dar olup Mecidiye Dergâhının bahçesi şimdiki stadın sınırına kadar uzanıyormuş. Yani Dergâhla Stat bitişik komşu gibiymiş.


Yusuf Fahir Baba her ne kadar Karacaahmet Mezarlığında yatıyorsa da özellikle önemli maçlarda ruhunun buralarda dolaştığı ve çok sevdiği Fenerbahçesine yardımcı olduğu söylenir.


Bu tip öyküler kent hafızasını canlı tutar. İnanan da olur inanmayan da.. Hepsine saygı duyarım.


Çok bilinmez ama Mecidiye Dergâhı Kadıköy’ün geçmişinde yer almıştır.


ARİF ATILGAN EYLÜL 2019 arifatilganKENT ve İNSAN


Not: Uzmanı olmadığım bir konuda, haddimi aşmadan, derinliğine girmeden yazmaya çalıştım. Umarım başarabilmişimdir.


bottom of page