Önce bu iki linkteki yazıları okumanızı öneririm.
Emekli maaşlarıyla ilgili kişileri saymaya kalkarsak… Ülkemizdeki emekli sayısı 17.5 milyon olup yaşayan eşleriyle 30 milyon civarını bulurlar. 5 milyon kadarının da çocuklarıyla birlikte oturduğunu düşünürsek 35 milyon emekli ve yakını var diyebiliriz. 61 milyon seçmen olduğu düşünüldüğünde toplam seçmen sayısının yarısından çok oldukları görülür. İktidardan indirir, iktidara getirirler. Ayrıca onlar siyasetçilerin çoğundan daha bilgili ve tecrübelidirler. Bu durum kulak arkası edilmemelidir.
Yıllarca istenilen sigorta bedellerini ödemişler, emekli olmuşlar ve artık rahat yaşamayı beklemektedirler. Bu çok zor değildir.
Seçim vaatlerine baktığımızda bütün siyasetçiler her mahalleye çocuklar için kreş açacaklarını söylemektedirler. Pekiyi de yaşlılar için ne yapacaksınız? Böyle bir şey düşünmüyorlar. Düşündürelim…
Her mahalleye bir de huzurevi açmalısınız. Çok mu zor? Değil.
Günümüzdeki huzurevlerinin çoğunluğu özeldir ve aylığı 30 Bin TL civarından başlamaktadır. Kaç kişi verebilir? Kamuya ait olanlar ise yaşlı kişinin tüm mal varlığını alarak kapısını ona açmaktadır. Varlıksız olanlara ise yaşarken gelmeyecek sıra verilmektedir. 177. gibi… Gelmek isteyen insanların buralara yük olduğu belli edilmektedir sanki.
Bu arada iktidara ait veya belediyelere ait huzurevlerinin oldukça lüks olduklarını ifade etmek isterim. Az katlı evlerden meydana gelen mahalleler veya siteler şeklinde. Bu şekilde çözüm değil o kamu kurumunun güç gösterisi oluşmaktadır ancak.
Hâlbuki öyle çözümler bulunmalıdır ki hem sorun ortadan kalkmalı hem de devlet zarar etmemelidir. Hatta kazanç sağlamalıdır.
Örneğin,
1-Çok katlı binalarda fazla kişinin kaldığı odalarda sadece emekli maaşı karşılığında hizmet verilebilir. En nezih şekilde yeme, içme, yatma, yıkanma, çamaşır, bakım, sosyalleşme vs. Tabii periyodik sağlık kontrolleriyle…
2-Daha geniş bahçeli, daha az katlı binalarda emekli maaşından daha yüksek bir ücret karşılığında konuk edilebilirler.
3-Geniş bir yeşil alan içindeki 1-2 katlı binalarda tek kişilik veya 2 kişilik odalarda daha da yüksek bir ücret karşılığında veya belli bir miktarı geçen değerdeki mülk bağışıyla bakılabilirler.
Üç bölümde de her çeşit kişisel sağlık ve sosyal hizmetlerin yapılacağını yazmaya gerek görmüyorum.
Dolayısıyla bu hizmetler yapılırken gelir de elde edilir. Tabii ki ücretsiz bakılan vatandaşlarımız da olacaktır. Onların masrafı elde edilen gelirden karşılanabilecektir. Buralarda konuk edilen yaşlılarımız sağlık durumlarına göre dışarı da çıkabilmelidir. Çalışmakta olanlar varsa, işlerine gidebilmelidir.
Ben kabaca üç tip hizmet sunumunu öngördüm. Amacım sistemi tarif edebilmektir. Daha fazla da olabilir.
Yaşlılar toplumun yükü olarak değil zenginliği olarak görülmelidir. Onlar her şeyi yaşayarak görmüş, geçirmiş insanlardır. Çok değerli tecrübeler edinmişlerdir. Yararlanmak gerekir. Unutulmamalıdır ki herkes o yaşlara gelecektir.
Maalesef eski yaşamdaki büyük aile tipi yok olmuştur. Nedenlerini tartışmayalım. Olmuştur bu. O zaman yeni duruma uygun çözümler bulunmalıdır.
Çocuklar ve yaşlılar toplumun önemli fertleridir. Biri geleceğimizdir, diğeri geçmişimiz… İkisi de çok değerlidir.
Mimarlık bölümlerinde sömestr ödevi olarak kreş ve huzurevi projeleri yaptırılmalıdır. İkisi de önemlidir. Huzurevleri unutulduğu için yazımın konusu olmuşlardır.
Bu tesisler devletin işi olmalıdır. Belediyelere kalmamalıdır. Zira oralarda siyaset vardır. Birinin yaptığını diğeri geldiğinde kaldırmaktadır. Genel olarak böyle… Yaşlılar siyasi çekişmelerin dışında tutulmalıdır.
Hep söylerim. Sağlık ve eğitim devlete ait hizmetler olmalıdır. Dolayısıyla huzurevleri, kreşler de… Ama kapitalist sistemde özeller kaçınılmaz deniyorsa devlet optimum çözümü yapmalı özeller onu örnek almalıdır.
ARİF ATILGAN 2024 NİSAN
留言