top of page

LABİRENT



Yedi kat yer ve yedi kat gökten oluşmuş kutsal yapının derinliklerine inmeğe hazırız artık. Atomik yapıdaki kübü sarmalayan dişil enerji İONA, yavaşça karanlığın derinliklerine doğru süzülerek iner. Elinde sevginin ve bilginin meşalesini taşımaktadır. Bu yapı içinde farklı düşüncelerin titreşim frekansları ile her türlü nebatat, hayvan modelleri ile elmanın sembolize ettiği evrenimizi dayayıp döşer. Burası evidir artık. Eril enerji, İONA’nın farklı titreşimlerdeki dansı ile oluşmaya başlamıştır. Bir iken iki olmuşlardır. Aynı ipin iki ayrı ucu da olsalar farklıdırlar. Eril kendi gerçeğini fark edinceye kadar kalbinde dişil enerjiyi, elinde de ALTIN ORAĞINI taşır. Kendi gerçeğini fark edebilmek süreci hasat zamanını da hazırlamaktadır. Tüm oluşumlar tamamlanıp yeterince bilinç oluşturduktan sonra bu karanlık yapıdan çıkıp gerçek evlerine dönme vakitleri gelmiştir. İkilik tamamlanmıştır. Birliğe ve bütünlüğe yol alacaklardır. Bir artı birin, bir ettiği zamandadırlar artık. Aynı ipin iki ayrı ucu da olsalar bir tanesinin kendini feda etmesi gerekmektedir. Feda edecek olan erildir. Eril, atomik ve karanlık yapının bir ürünüdür. Eril ve dişil karşı karşıya geldiklerinde dans etmeye başlarlar. Bu dans, erilin kendini feda etmesi İONA’ya kavuşması, birlik ve bütünlüğe ulaşarak tamamlanması ile son bulur. Mitoloji, Kibele ve Attis’in dansı olarak anlatır bunu. Ana Tanrıça KİBELE her zaman kucağında oturuyormuş gibi tasvir edilen ATTİS‘i iter ve dans etmeye başlarlar. Büyülü bir danstır bu. Attis kendinden geçmiş bir halde Altın Orağı ile kendini hadım eder. Dökülen kanlardan büyük bir çam ağacı çıkar. Bu nedenle kadim toplumlar çam ağacını kutsayarak, altında sohbet edip, sunular bırakırlar ve ağacı süslerlerdi.

GÜLÜMSER ATILGAN NİSAN 2020

bottom of page