Muhtarın sözlük anlamı ‘seçilmiş, emir altında bulunmayan, dilediğini yapabilen’; mahallenin ise ‘konaklanan yer’ olmaktadır.
Mahalle ve muhtarlık İslam toplumlarının geleneğinde vardır. Emevi ve Abbasi dönemlerinde Reis, Şeyh adlarıyla muhtarlık uygulamaları görülür.
Selçuklu döneminde İğdiş adı verilen kişiler bu görevi yapmaktadır. En önemli işleri vergi toplamaktır. Mahalle yerleşimi cami veya mescit merkezli oluşmuştur.
Osmanlı döneminde de mahalle, cami ve mescit merkezlidir. Mahalleyi idare eden İmamdır. Bilgili, güvenilir kişiler padişah beratıyla göreve başlarlar. Vakıflar vasıtasıyla Vazife adı verilen ücreti alırlar. Görevleri: Belediye işleri, huzur ve asayiş, nüfus-doğum-ölüm bilgileri, mahalleye taşınan veya mahalleden taşınanları kayıt etmek, vergileri halka bölüştürüp tahsil etmek,. Ancak en önemli görevleri vergi toplamaktır. Çok işi olması sebebiyle Kethüda, Yiğitbaşı isimli kişiler yardımcılık yaparlar.
Gayrimüslimlerin mahallelerinde de din görevlisi vardır ama onlar 2. derecede görevlidir. 1. derecede görevli yine o ahalinin önde gelenlerinden biri oluyor. Adına Kocabaşı deniyor.
1829 yılında 2. Mahmud döneminde kente göç asayiş sorunu çıkarmış, bu arada yeniçerilerin iptali dolayısıyla yeni bir görevli ihtiyacı doğmuş. Diğer yandan daha çok bütçeye ihtiyaç duyulmuş ve vergi toplamak ta önemli hale gelmiş. Kentlerde muhtarlık kurumu oluşturulmuş. İlk defa Galata, Üsküdar, Eyüp yerleşimlerinde başlamış. Görevleri: İlmühaber belgesi vermek, mahalleye yerleşenlerin kaydını tutmak, vergilerin toplanması, doğum-ölüm kayıtları, mahalleliyle merkezi hükümet arasında ilişkiyi sağlamak, mahalleye sakıncalı kişilerin yerleşmesini önlemek oluyor. Muhtar-ı Evvel ve Muhtar-ı Sani (1. Ve 2. Muhtar) olarak iki muhtar görev yapıyor. Bazı yerlerde merkezi hükümet atıyor, bazı yerlerde seçiliyorlar.
1833 yılından itibaren halkın sevip saydığı kişiler arasından seçiliyorlar. Ancak gayrimüslimlerin olduğu yerlerde yine Kocabaşılar devam ediyor.
1863’de ilk düzenleme yapılıyor. Her iki yüz haneye bir muhtar seçilmesi kararı alınıyor.
1864 yılında yapılan vilayet nizamnamesi düzenlemesiyle 20 haneden az yerleşimlerde tek muhtar, fazlalarda yine 2 muhtar seçilecektir. Bu düzenlemeyle ayrıca ihtiyar meclisi getiriliyor.
1871, 1875, 1876 yıllarında getirilen nizamnamelerde fazla bir değişiklik olmamış. Hepsinde muhtarların en önemli görevi vergi toplamaktır.
1913 yılında çıkarılan bir kanunla muhtarlık uygulamasına son verilmiş. Ancak alışan halk uygulamaya devam etmiş.
1930’da belediyeler kanunu çıkmış.
1933’te muhtarlıklar kaldırılmış.
1943’de tekrar kurulması çalışmaları başlamış.
1944’te ‘Şehir ve Kasabalarda Mahalle Muhtar ve İhtiyar Heyetlerinin Teşkiline Dair Kanun’ ile muhtarlık tekrar başlamış. 4 asil 4 yedek üyeli ihtiyar heyeti de getirilmiş.
1947’de muhtarı mahalle halkının değil halkın seçtiği ihtiyar heyetinin seçmesi getirilmiş.
1950’de 2 yılda bir seçim getirilmiş.
1956’de seçim tekrar 4 yılda bire çıkarılmış.
1963’de muhtar ve ihtiyar heyeti tekrar ayrı ayrı seçilmeye başlanmış.
Muhtar Deyince Akla Gelen Mahallenin Muhtarları Dizisinin Mekânı
1970’lerde inşaat sektörü hareketlenmiş. Geliri yetmeyen muhtarlar sahip oldukları bilgileri kullanarak emlakçilik ve müteahhitlik yapmaya başlamışlar.
1977 yılında harçlardan elde ettikleri gelire devletin de ödenek vermesi eklenmiş.
1984’de muhtar, ihtiyar heyeti ve belediye seçimleri 5 yılda bir birlikte yapılmaya başlanmış. 8 kişilik ihtiyar heyetinden en fazla oy alan dördü asil, diğerleri yedek oluyor.
2000’li yıllarda ödenek 2000TL üzerine çıkarılıyor. Ayrıca Bağ Kur sigortasını da devlet yatırıyor. Muhtarlık binaları az sayıdaki ilde bazı belediyeler tarafından yapılıyor. Çoğunlukla muhtarlar kendi evlerinde veya işyerlerinde bu görevi yapıyorlar. Muhtarların yanında çalışan sekreterler ise onların değil belediyelerin elemanı. Tabii isteyen belediyeler yapıyor bunu.. Muhtarlar yeni kurulan Kent Konseylerine üye olabiliyorlar.
2018 yılında Cumhurbaşkanı, 2020 yılında ana muhalefet lideri muhtarlara iltifatkar ve onore edici davranıyor.
2021 yılında az sayıda muhtar kendi binasında ve sekreterlidir. Büyük çoğunluğu evinde veya işyerinde bu görevi yerine getirmektedir. Tarihten gelen muhtarlık görevlerinin neredeyse tamamı kamu kurumları tarafından, üstelik internetten yapılabilmektedir. Vatandaşın muhtarla ilişkisi fakirlik kâğıdı, seçmen kartı, posta tebligatı almak için olmaktadır.
Artık eski mahalle yapısı da yoktur. Mahalle içinde nümayiş yani protesto yürüyüşleri yapılabilmektedir. Hâlbuki daha önceleri bu tip eylemler ana caddelerde olur, kolluk kuvvetlerinden kaçan eylemciler mahalleye sığınırdı. Eskisi gibi muhtarın bütün mahalleliyi tanıdığı 50-100 haneli ortam da yoktur. Günümüz mahallelerinde nüfus 10 bin-50 bin arasındadır. Mahalleler il büyüklüğündedir. Bu kadar insanı muhtarın tanıması olanak dışıdır. Zaten mahalleye gelen-gidenler muhtara uğramadan Nüfus Müdürlüğüne kayıt yaptırmaktadırlar.
Buna karşın son yıllarda İktidarın ve muhalefetin muhtarlara ilgi göstermesi ilgi çekicidir. Sanki muhtarlar siyasete çekilmek istenmektedir. Muhtarlık seçimlerinde olaylar olmakta, insanlar seçim zamanı yakınlarını muhtar yapmak için köylerine gitmektedir.
Bütün bu gelişmeler muhtarlık kurumuna eğilmenin zamanı geldiğini göstermektedir.
Bugün artık muhtarlıklar için Devam mı? Tamam mı? Kararının verilmesi gerekmektedir.
Devam edilecekse, önce kurum haline getirilmeli sonra da somut görevler yüklenilmelidir. Örneğin: Apartman Yöneticileri muhtarların sorumluluğuna bağlanabilir. Apartmanlar, yöneticisinin seçimle göreve getirildiği en küçük demokratik birimlerdir. Genel kurullarından şikâyet-öneri-taleplerine kadar her konuda muhtarların sorumluluk alanı içine sokulabilirler. Böylelikle Apartman Yöneticiliği havada kalmış bir işlev olmaktan çıkarılmış olacaktır.
Tamam denilecekse, muhtarlık kurumuna son verilmelidir. Buna karşın Apartman Yöneticilerinin veya sokak sakinlerinin seçtiği Sokak Yöneticileri oluşturulmalıdır. Sokak Yöneticileri merkezi veya yerel yönetimlere sokaklarındaki öneri-şikâyetleri iletmeli, Kent Konseylerine üye olabilmelidirler. Bu suretle günümüzde adeta belediyelerinin güzelleme derneği konumundaki Kent Konseyleri dinamik bir yapı haline gelebilirler.
Köy muhtarları ayrıca etüt edilmelidir. Ancak mahalle konumuna girmiş olan köyler köylükten çıkarılmalıdır..
Muhtarlar asırlardır siyasi kimlik taşımamışlar. Bu sebepten mahalleli tarafından hep sevilip sayılmışlar. Öyle veya böyle.. Onların saygınlığı yitirilmemelidir.
ARİF ATILGAN www.arifatilgan.com NİSAN 2021
Not: 2012 yılında 5393 sayılı Belediye Kanununa ‘Muhtar, mahalle sakinlerinin gönüllü katılımıyla ortak ihtiyaçları belirlemek mahallenin yaşam kalitesini geliştirmek, belediye ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarıyla ilişkilerini yürütmek, mahalle ile ilgili konularda görüş bildirmek, diğer kurumlarla işbirliği yapmak ve kanunlarda verilen diğer görevleri yapmakla yükümlüdür’ cümlesi ekleniyor.
Comentários