İnsan maddesel bedeni ile bütünleşirken, bu bedenine eşlik eden atomik ya da enerjetik yedi bedeninin daha olduğunun farkına bile varamaz. Bu farkında olmama hali ile yaşayarak kendini dar bir alana hapseder. YAŞAM; AKIL; ARZU ve ZİHİN bedenler atomik olup ETERİK BEDENLER olarak adlandırılırken, BİREYSEL BİLİNÇ; KOLLEKTİF BİLİNÇ ve TANRISAL BİLİNÇ bedenleri enerjetiktir. ASTRAL BEDEN olarak adlandırılırlar. Her birinin farklı işlevleri olan bu bedenlerimiz kendini patron hissettiğinde kişilik bozuklukları ortaya çıkar. Bu bozukluklar hayat düzenimizi bozabilir. Yunus Emre’ nin dediği gibi ‘Başka bir ben vardır benden içeri’ Hepsinin üzerindeki benliğimizi tanımlar.
Mitolojide Apollon yedi atlı arabasını devirmeden kullanır. Hermes ‘in yedi telli liri bütün kapıları açar. Frekanslarından dolayı bir müzikaliteye sahip olan yedi bedenimiz yaşam içinde fark edilmeyi bekler. Yaşam bedenimiz; Hafıza kartımız ya da bellek depomuz iken, Akıl bedenimiz; ‘Bu mantıklımı değimli‘ diye sorar. Arzu beden; İstekleri ile gelişmeyi isterken, Zihin beden; İyi-kötü dengesine odaklanır. Bilinç noktasına gelince, bu kazanımımız, BİREYSEL BİLİNCE aktarılır. Aynı anda da tüm insanlığı birbirine bağlayan KOLLEKTİF BİLİNCE geçer. TANRISAL BİLİNÇ ise içgüdülerimizi zenginleştirir. Bizi ilahi yapı ile bağlantıda tutmaya çalışır. İyi- kötü ayrımı yapmaya çalışan Zihin Beden ile istekleri belirleyen Arzu Beden ayrılmaz ikilidir. ETERİK ÇİFT olarak anılırlar ve sürekli çatışırlar. Mitolojideki Ares ve Afrodit birlikteliğidir bu. Çatışmalarını yaşam beden dengeler. Çatışmaları çok büyüyüp dengelenemediklerinde yaşam beden, parçalanmaya başlar ve hastalanır. Hastalıklar önce yaşam bedende başlar. Sonra maddesel bedenimize geçer. Yaşam beden çatışmaları önleyemediğinde iyice küçülür ve ölüm gelir.
Bedenlerimizle birlikte biz bir yıldız görünümündeyiz. İnsanın maddi bedeni atomlardan oluşmuştur. Atomlarımız sürekli değişir. Ama tek bir atomumuz sabittir. Asla değişmez. Kolay ifade edebilmek için ben kendisine SİVA dedim. SİVA bizim mikroçipimizdir. Bu hayatımıza, öncesine ve sonrasına ait tüm bilgiler Siva’ya kayıtlıdır. Siva tüm cosmos daki parmak izimiz gibidir. Siva kalbimizin biraz üzerinde yerleşmiştir. Ortasında Yaratıcı’dan aldığı ilahi parça bulunur. Adına ALYA (ELİA) dedim. (ELİA, ALİ, ELYAS, ILYAS, HELLAS; HELEN, ELEN, ELİ, İLİ, İLİON, ELL-AH, ALLAH)
Siva ve ortasındaki Elia dört eril, dört dişil kutsal enerji nehri ile korunur. Birbiri içine geçmiş iki dörtgenin oluşturduğu sekizgen ve ortasında ELİA. Kudüs te bulunan Kubbet-üs Sahracamii bu oluşumu tanımlar gibidir. Siva ve ortasında Elia kalp bölgemizde altı şekli ile Astral bedenlere, ters altı ile de Eterik bedenlere bağlıdır. Bu nedenle 66 rakamı tasavvufta önemlidir.
GÜLÜMSER ATILGAN
Comentarios