top of page

ZİHNİ PAŞA KÖŞKÜ (ZİVERBEY KÖŞKÜ)

Mustafa Zihni Paşa 1838-1911 yılları arasında yaşamış. 2. Abdülhamid’in Maliye, Ticaret ve Ziraat, Evkaf Bakanlıklarını yapmış. 1909 yılında bir günlüğüne de olsa Şurayı Devlet Reisi olmuş.


1901 yılında Kozyatağı’ndaki 24 dönüm araziye harem ve selamlık olarak 2 köşk yaptırır. Bir süre sonra selamlık binası Silan ailesine satılır. Burada uzun yıllar keyifli bir yaşam süren aile Ankara’ya taşınır. Binayı satarlar... Sultan Sokak’la Tüccarbaşı Sokak arasında kalan Harem binası ise oldukça büyük olup 40 odası vardır. !0 dönümlük bahçe içindedir. Zihni Paşa vefat ettikten sonra köşk varislere kalır.

1 No Harem. 2 No Selamlık.


Cumhuriyetin ilanından sonra köşkte yaşayan paşazadeler parasal sıkıntı çekerler. Osmanlı zamanındaki gibi uşaklar yoktur. Kendi işlerini kendileri yapmak durumundadırlar. Bu sebepten acemilikler yaparlar. Nitekim 1941 yılının mart ayında yaktıkları bir ateş sebebiyle köşk yanar. Yangından kurtarılan lavabo, küvet gibi malzemeler de kullanılarak bodrum hariç 2 katlı, 21 odalı yeni bir villa yapılır. Her ne kadar köşk deniyorsa da artık değildir.

Yangın Sonrası İnşa Edilen Zihni Paşa Köşkü


O tarihten sonra binayla Zihni Paşa’nın torunu Behin Hanım ilgilenmiş. Behin Hanım karikatürist Ratip Tahir Burak ile evlidir.


1951 yılında Nazım Hikmet’in yurt dışına kaçışına yardım eden Refik Erduran, 1953 yılında köşkü kiralamış ve burada birkaç yıl sakin yaşadıktan sonra ayrılmıştır.


Bir söyleşide ‘Onların kim olduğunu bilmiyordum’ şeklinde konuşan Behin Hanım evi askeriyeye kiraya vermiş. Burada önceleri istihbari değeri olan mülteci ve göçmenler barındırılmış. Onlar bahçe içinde güvenli bir şekilde dolaşabiliyorlarmış.


12 Mart 1971 muhtırasından sonra bina, örgüt mensubu olduğu söylenen kişilerin sorgulandığı bir mekân oluyor. Asker, sivil birçok insan buraya getirilmiş. Tabii sorgu kelimesini çok ta basite almayalım. İşkenceli yöntemler uygulanıyormuş. İlhan Selçuk, İlhami Soysal, Talat Turan, Ertuğrul Kürkçü, Murat Belge, Yüksel Çengel, Uğur Mumcu, Atilla Özsever, Erol Bilbilik, Olcay Özsever gibi birçok kişi burada sorgulanmış.


İlhan Selçuk yazılı ifadesine akrostiş ile ‘İşkence Altındayım’ mesajını koymuş ve durumunu hem dışarıya sızdırmış hem de belgelemiştir. Bulunduğu mekândan Ziverbey Köşkü diye bahsettiği için de köşkün adı öyle kalmıştır.


1988 yılında köşk durmaktadır. 27 Mart 1988 tarihli Cumhuriyet gazetesi buranın imarsız olduğunu, yeni sahiplerinin inşaat yapmak için çaba gösterdiğini yazmaktadır. Sanki köşk korunmak istenmektedir.


1992 yılında ise inşaat başlamış. Yani imar çıkmış. Korunmamış. Sitede oturan biri ‘Biz1993 yılında inşaat halindeyken aldık dairemizi’ dedi. Önce Tüccarbaşı Sokak tarafındaki 2 yüksek blok yapılmış. Daha sonra Sultan Sokak tarafında 4 blok. Yani işkence köşkü yıkılmış.


Diğer yandan hemen yakında Ziya Paşa köşkü olarak bilinen bir köşk daha var. Erol Bilbilik işkencenin orada yapıldığını söylemektedir. Yukarıda yazdım. Müfid Ekdal’ın kitabında oranın Zihni Paşa köşkünün selamlığı olduğu yazılı. Günümüzde Erenköy Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi’nin idare binası olarak kullanılmaktadır. Müfid Ekdal’a göre Ziya Paşa Köşkü Göztepe tarafındadır.

Selamlık Binası. Eski-Yeni Hali (Ziya Paşa Köşkü Olarak Biliniyor).


Talat Turhan ise alt sokakta bir köşkü işaret etmektedir. Ama orası yıkılmış ve yerine apartman yapılmış.


Murat Belge: ‘…Maltepe taraflarında bir inzibat karakolu ihtimali de var. Tabii görmeye imkân yok, gözün bağlı gidiyorsun. İşittiğin yalnızca sesler. Tren yolunda bir yerdi. Bir okul ve camii vardı yakında…’ diyor.


Sitede esas korunması gereken köşk korunmamıştır. Ama kapısı, kuşlukları ve kuyudan su çeken yel değirmeni günümüze kalmıştır. Bir de 3-5 çam ağacı…

Giriş Kapısı, Kuşluk, Yel değirmeni.


12 Eylül 2013 tarihinde Ateşpare Sitesi’nin duvarının önünde ‘İşkence Mağdurlarına Saygı Anıtı’ isimli heykelin açılışı yapılır. Heykeltıraş Rahmi Özsungur’un gerçekleştirdiği eserde elleri ve gözleri bağlı mağdurlar canlandırılmıştır. 6 ay bekleyip 12 Mart 2014 te açılsa daha doğru olmaz mıydı? Muhtıranın yıldönümünde…

İşkence Mağdurlarına Saygı Anıtı


Benden önceki yazılanlardan böyle bir hikâye çıktı. Ben tatmin olmadım. Siz de olmayın. Kanıtlanmış bir şekilde köşkü öğrenmek isteyin.


Yok mu orada o günleri gözleri açık olarak yaşamış biri?


ARİF ATILGAN EYLÜL 2023






Comments


bottom of page