top of page

ÜÇLEME



Yaratıcı bilinmek için sonsuz sayıda parçaya böldüğünde kendini, onu bilecek olan, her bir parçayı –AYNI ANDA- tek tek yaşayacaktır. Oluşumu, Yaratıcı’nın bütünlük içindeki özünden de seyredecektir. Bu nedenle seyreden ile seyredilen aynıdır ve bizim BENLİĞİMİZDİR.

Hz. İsa, Baba-Oğul-Kutsal Ruh birdir dediğinde, Tanrı-Ben-Evren birliğini anlatmak istemişti. Işığın bir kristalden geçip yedi renge ayrışması gibi, Yaratıcının Ruhu bizim zihnimizden geçtiğinde maddi evrenimiz oluşur. Yaratıcının özünden her şeyi seyreden benliğimiz ile madde evreninde kendimizi ifade ettiğimiz maddi benliğimiz buluştuklarında SEVGİ ile kavuşurlar. Böylece Yaratıcının SEVGİDEN oluşmuş enerjisini çoğaltırlar. Bu nedenle insanlık yaratıcının enerjisini SONSUZ SEVGİ ye taşıyan bir organizasyondur. Önemli olan bunun bilinç ile yapılması iken, farkında olunamaz.

Mitoloji Yaratıcının özündeki benliğimizi Dionizos olarak adlandırırken, dünyadaki maddesel benliğimize Baküs der. Bunu bir vazo ile sembolize eder. Vazo rahim olarak düşünülebilinir. Çift taraflı, zıt yönlü sarmalın süslediği bu vazoya tek bir kapıdan girilir. Yaratıcının özünden gelen NUR’un BENLİĞiM’den geçerek atomik, madde evrenimizi oluşturduğu bu sistemi, BACÜS, yani çift sarmallı yapı taşır. Bu haliyle bir vazo içindeki üç gül gibi, sevgi enerjisi ile sarmalanmışlardır. Bu yapı hava, toprak, ateş ve suyun anti maddesi olan dört eril ve dört dişil enerjinin iç içe geçmesi ile oluşmuş bir sekizgen havuza yansır. Sekizgen havuz sevgi birliğinin kalesidir.

GÜLÜMSER ATILGAN

bottom of page