2020 yılının ilk günleri Çin’in Hubei eyaletine bağlı Wuhan kentinde başlayan bulaşıcı hastalık kâbusu birkaç ay sonra tüm Dünya’ya yayılmış ve dolayısıyla ülkemize de gelmişti. Özellikle yaygınlığı dolayısıyla tarihin en önemli bulaşıcı hastalık vakasıydı. 200’den fazla ülkede görüldü ve 7 Milyon civarı insan hayatını kaybetti. Adı Coronavirüs idi.
Ülkemize gelirsek.
11 Mart 2020 Tarihinde ilk vaka görüldü. 15 Martta hastalıktan ilk ölüm gerçekleşti. 1 Nisan 2020’de tüm Türkiye’ye yayıldı. 2020 yılının 11-12 Nisan gecesi ülkede sokağa çıkma yasağı ilan edildi. 2021 yılının Ocak ayında aşı başladı. Mart ayında 20-65 yaş aralığına sokağa çıkma yasağı kaldırıldı. Temmuz ayında ise her yaşa sokağa çıkmak serbest hale getirildi.
Yalova’da Sokağa Çıkma Yasağı Görüntüsü
11 Ekim 2022 tarihi itibariyle ölen hasta sayımız 101.492; 3 Ocak 2023 tarihi itibariyle toplam hasta sayımız 17.042.722 olmuş. Ancak bu rakamlar yine de kesin değildir. Zira hastalığı doktora gitmeden geçirenler de oldu. Bazı insanlar ise Corona’nın sebep olduğu başka bir maraz dolayısıyla kaybedildi.
Aşılardan da olumlu-olumsuz etkilenenler görüldü.
2023 yılının ilk günlerindeyiz. İnsan hafızası bu önemli salgını unutmuş görünüyor. Ancak araştırmak, bilançosunu çıkarmak ve sebep-sonuç bağlantılarını bulmak gereklidir diye düşünüyorum.
Öncelikle bu hastalığın bıraktığı izler yok mudur? İnsanlarda kalıcı veya geçmesi uzun süre isteyen hasarlar bırakmadı mı? Geldi, geçti, bitti mi? Hatta başka rahatsızlıklardan kaybettiklerimiz aslında o rahatsızlığa Corona dolayısıyla yakalanmamışlar mıdır?
Ben asla ölümü yakıştıramadığım arkadaşlarımı, yakınlarımı kaybettim. Eminim birçoğumuz bu anlamda kayıplar yaşamıştır.
Duyumlarıma göre, hastalık geçirenlerde hatta aşı olanlarda sonradan görülen bazı marazları paylaşmak istiyorum.
Yürüme zorluğu (Ayak sürüme), sisli beyin (unutkanlık), hafıza kaybı, kulakta çınlamalar-uğultular, denge bozuklukları, baş dönmesi, beyine pıhtı gitmesi, kalp kapakçığı kası yetersizliği, kalp krizi, halsizlik, kalpte çarpıntı, konsantrasyon bozukluğu, akciğerde su toplanması, zatürree, bulutlu görmek, kulaktaki denge merkezini bozma, dalakta büyüme, karaciğerde büyüme, barsak sendromu, koku ve tat alamama, bel ve kas ağrısı, sistit, farenjit, depresyon, ankisiyete, uykusuzluk.
Ben doktor değilim. Toplumsal olaylara kafa yoran, araştıran biriyim. Konuştuğum kişilerden edindiğim bilgilere dayanarak yazıyorum. Belki de tesadüftür tespitlerim.
Rahatsızlıklar dolayısıyla sağlık kuruluşuna gidildiğinde hekimler öncesini sormadan tedavi yapıyorlar. Onlardan daha fazlasını bekleyemeyiz. Ancak hastanelerdeki bazı özel bölümlerde bu hastalığın sebep olduğu sonuçların araştırılması gerektiğini düşünüyorum. Belki de araştırılıyordur, bilmiyorum.
Savaş sonrasında kayıplar, kalanlar, sebepler, sonuçlar sorgulanır. Geçmiş için değil gelecek için yapılır bütün bunlar. Bu hastalık savaş ile eşdeğerdi.
ARİF ATILGAN OCAK 2023 arifatilganKENT ve İNSAN
Comments