KALAMIŞ YAT LİMANI PANELİ sunumu 27/04/2025
- Arif Atılgan
- 5 gün önce
- 4 dakikada okunur
Kızıltoprak… Geçmiş yıllarda kırmızı renkli toprağı sebebiyle tuğla imalathanelerinin bulunduğu bir çevreymiş. Eski adıyla Tuğlacıbaşı yeni adıyla Zühtü Paşa Mahallesi denmiş buraya. Kızıltoprak ise semt olarak kalmış.
Kalamış Kızıltoprak’ın kıyısı oluyor. Bizans zamanında sazlık anlamında Kalamisia denirmiş. Kalamış adı oradan geliyor. Moda Burnu ile Fenerbahçe Yarımadası arasında kalan nefis kumsallı bir koydur burası.
1628… Osmanlı Padişahı 4. Murad Bağdat seferine çıkar. Takip ettiği yola Bağdat Yolu denmiş. Çevresi bağlık bahçelik oluyor.
1872 de Pendik’e kadar ray döşeniyor. İstasyonların çevresinde yerleşimler oluyor.
1844 yılında Osmanlı’da ilk şehir hatları seferleri Şirket-i Hayriye ile başlamış ve yerleşim olan kıyılara iskeleler kurulmuş.
1888-1898 yıllarına ait bir haritada Kalamış İskelesi görünüyor. 1878 yılında göreve başlayan İdare-i Mahsusa zamanında Pendik’e kadar sefer yapılmaktadır. Sefer yapılan iskeleler arasında Kalamış İskelesi de vardır. Caddebostan ve Suadiye İskeleleri henüz yoktur.
1930’lu ve 1940’lı fotoğraflardan anladığımıza göre İskele önce (yaklaşık) 180 metre, sonra ucuna eklenen (yaklaşık) 30 metrelik ahşap eklentiyle (yaklaşık) 210 metre uzunlukta inşa edilmiş. Kâgir olan orta kısımda Bekleme Salonu ve bilet gişeleri vardır. Ayrıca kâgir bölümün başlangıcında sandalla gelip giden yolcular için denize inen merdivenler bulunuyor.
1937 yılında Henry Prost bir plan hazırlamış. Kalamış-Fenerbahçe arasına geniş bir bulvar önermiş.
1950’ler … Çocukluk yıllarım… Fenerbahçe’nin Dere Ağzı tesislerinin bulunduğu alan sazlıktı. Bizler aradaki patikalardan yürüyerek kumsala gelirdik.
1957 yılında Moda ve Kalamış'ın bir eğlence ve sayfiye sitesi haline getirilmesi için, belediye tarafından bir imar planı hazırlanmış. Ultra modern tesisler yapılacakmış ve planın uygulanması için 200 milyon lira harcanacakmış. (Mimarları Melih Birsel ile Halûk Baysal)
1958 yılının 16 mayıs tarihli HAYAT dergisindeki haberde ise Kalamış’ta denize yapılacak bir ada önerilmiş, içine de yüksek katlı modern bir otel planlanmış (Mimar Rüknettin Güney)
1960’larda da kumsaldan denize giriyoruz. Kadıköy’ün çocukları yüzmeyi burada öğrenirdi. Özellikle iskelenin merdivenlerinin önünde… Ben de onlardan biriyim.
1966 yılındaki hava fotoğrafında (yaklaşık) 90 metre ahşap, (yaklaşık) 90 metre kâgir ve (yaklaşık) 70 metrelik ahşap bölümler var. İskele 250 metre olmuş. Lodos dalgalarının getirdiği kum ile denizin sığlaşması veya büyük gemilerin gelmeye başlaması sebebiyle uzatıldığını düşünebiliriz. Kâgir bölümde yine Bekleme Salonu ve merdivenler bulunuyor. Bu yıllarda vapur seferlerinin azaltılması planlandığından iskelenin üstü çay bahçesine kiralanıyor.
1970’li yıllarda Kadıköy’ün nüfusu 3000000 olmuştur. özellikle hafta sonu tatillerinde plajlar çok dolmaktadır. Gazetelerde “Halk plajlara hücum etti, vatandaş denize giremedi” şeklinde haberler yapılmaya başlanır. Bir süre sonra kıyıların doldurulması gündeme gelir. Denir ki “tüm kıyılar doldurulunca kilometrelerce plaj oluşacaktır.” Yalıların önüne sahil yolu yapılacak ve yolun altında deniz olacaktır. Yabancı filmlerdeki gibi arabayla giderken denize girenlere el sallanacaktır. Sahil yolunun hiçbir zaman trafike yararlı olması için kullanılmayacağı, keyif yolu olarak kullanılacağı söylenir. Böyle bir şey olamazdı zaten olamadı.
Bu durumun sakıncaları vardı halbuki.
1- Doğa katledilecekti, edildi: Bu amaç için doldurulan molozun çamuru, Marmara Denizi'nin büyük bir bölümünü etkiledi. Denizin dibini kaplayan balçık, eskiden ıstakoz tutulabilen bu denizde yıllarca balık bile çıkmamasına sebep oldu.
2- Coğrafya yok edilecekti, edildi: Bu kıyılarda, bugün bile kara tarafına bakıldığında fark edilebilecek küçük koylar, burunlar vardı. Bunların hepsi yok olduğu gibi sahil adeta cetvelle çizilmiş bir şekle sokuldu. Ayrıca İstanbul'un falez kıyı örneklerinden Dragos, Moda ve Salacak’ta artık falezler hissedilemez hale geldi.
3- Yalılar yok olacaktı, yok oldu. Yalı, duvarını deniz dalgasının yaladığı binalara denir. Daha sonra tarif genişletilmiş, denizle sınır olan parseldeki yapıya denmiş. Deniz doldurulunca yalılar bahçeli eve dönüştü. Dolayısıyla İstanbul'un olmazsa olmaz özelliklerinden biri olan yapı tipi yok edilmiş oldu. İstanbul için Haliç, Boğaz, Ayasofya ne derece önemliyse, yalılar da o derece önemlidir.
4-Deniz kendini temizleyemeyecekti, temizleyemedi.Lodos havalarda deniz bu kıyılara içindeki tüm ıvır zıvırı atardı. Karşı kıyılarda da poyrazda aynı şey olurdu. O yıllarda Lodosçu denilen kişiler lodos sonrası kumsala denizin attığı bu malzemeleri toplardı. İnanın bozuk para bile çıkardı o malzemelerin arasından. Şimdi artık denize atılan tüm malzeme orada kalıyor. Zira kumsallar yok oldu, deniz adeta büyük bir havuza döndü.
5-Kumsallar yok olacaktı, oldu. Bizler sahip olduğumuz şeylerin kıymetini bilemiyoruz. Kum-çakıl tabakaları binlerce yılda oluşur. Hepsi yok oldu.
6- Bu dolgu alanı başka yerlere kötü örnek olacaktı, oldu. Başta İstanbul’un diğer kıyıları olmak üzere Türkiye’nin hemen her yerinde sahiller dolduruldu.
Sonunda plaj filan yapılmadı, Sahil Yolu da boş kalmadı. Sanırım bazı yerlerde dolgu alanlarına tapu da çıkarılmaya başlanmış.
1982 yılının hava fotoğrafında Kalamış Koyu doldurulmuş. Çekek yeri yok. Dolgu alanının tamamının park için ayrıldığı belli oluyor.
1987 yılının hava fotoğrafında İskelenin Kurbağalıdere tarafında Yelken Sokak hizasına kadar Tekne Çekek yeri görülüyor. Ayrıca kıyı Fenerbahçe’ye kadar tekne barınağı olarak kullanılıyor.
O yıllarda eşim ve oğlumla Fenerbahçe’ye gelip kıyıdaki teknelerin yanından Kalamışa kadar yürüyüş yapardık. Kıyı açıktı.
Daha sonra Fenerbahçe-Kalamış arasına Yat limanı yapılıyor. Kıyı demir parmaklıkla kapatılıyor. Yine de denizi görüp parmaklık dışından yürümek keyifli oluyordu.
Pekiyi de… Yat Limanı nerelere yapılmalıdır?
Öncelikle şehir merkezine yapılmaz. Zira buraya vereceği değil buradan alacağı şeyler olur. Çevreye yük getirir. Aksine şehir dışında sakin kıyılara yapılmalıdır. Tesiste otopark, wc duş, nalbur, market, küçük bir restoran bulunabilir. Daha detaylılar tesis dışında olabilir. Dolayısıyla çevreye bir şeyler kazandırılmış olur. Göçek böyle idi…
Şehir merkezinde ancak tekne barınağı olur. 6-7 metrelik küçük tekneler için. İnsanların denizle barışık olmasının sağlanması için…
Bizde şehir merkezine Yat Limanından çok bir AVM yapılıyor aslında. Bu da çevreye yük getirmektedir.
Kamu malını yani halkın malını kişi veya şirket kullanıyor.
2011 yılında Yat Limanı Özelleştirme İdaresine bağlanıyor.
2013 yılındaki Özelleştirme İdaresi Kararının 2. Maddesinde ‘…Türkiye Denizcilik İşletmeleri A.Ş.’ye ait 274 ada, 1 no’lu parsel..’ olarak tarif edilen parçanın eklenmesiyle 435128.58m2 alanın 436263.58m2’ye çıktığı ifade ediliyor.
Tarif edilen 1135 m2’lik parça Kalamış İskelesi’dir. (436263.58 – 435128.58=1135m2). Buradaki Ada Parsele Kadıköy Belediyesi sayfasından İmar Durumu sorulup araştırıldığında 274 Ada 1 Parselin denize uzandığı görülüyor. Belli ki zamanında iskeleler TDİ’ye tapulanmak için parsel haline getirilmiş.
Özelleştirme İdaresinin Planında görülen iskele 2017 yılından sonraki planlarda kaldırılıyor. Kara parçasının denize dönüştürülmesi prosedürünün nasıl olduğunu açıkçası ben bilmiyorum.
İlgili Koruma Kuruluna başvurarak iskelenin tescil edilmesi istenmelidir. Kalamış İskelesinin tekrar yerinde inşa edilmesi Kent Hafızası için çok önemlidir. Anı değeri dikkate alınmalıdır. İskelenin maketi Koç Müzesinde vardır.
Buna örnek Rumelihisarı içindeki camidir. 450 yıl önceki yapı rekonstrüksiyon ile yerine yapılmıştır. Kaldıki bu cami sadece yazılanlardan yararlanılıp yapılmıştır.
Tescil edildiğinde önce İskelenin sınırları değişik dokulu malzemeyle kaplanmalıdır. Sonra Bekleme Salonu eski yerine rekonstrüksiyon projesiyle tekrar inşa edilmelidir. Duvarına da iskelenin hikâyesi yazılmalıdır. Sonra da buraya vapur gelmesi istenmelidir. Vapurun gelebilmesi için de Yat Limanı’nın kaldırılması gerekmektedir. .
2017 ve 2021 planlarında iskele yoktur.
Sonuç… Hukukçu arkadaşlarımız Yat Limanı’nın yapılmaması için gerekli davaları açacaktır. Ancak ben iskele ile yukarıda yazdığım girişimin de yararlı olacağını düşünüyorum.
ARİF ATILGAN 2025 MAYIS
Комментарии